Reklam
Reklam
Erdoğan ERKAYMAZ

Erdoğan ERKAYMAZ

dogusofsetayancik@hotmail.com

10 KASIM

07 Kasım 2019 - 16:10

10 KASIM

 

 

Büyük kurtarıcı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün maddi varlığının aramızdan ayrılışından 81 yıl sonra, bir 10 Kasım daha yaşıyoruz. “O “, ne diyordu: “İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, ölümlü Mustafa Kemal, öteki ulusun içinde yaşattığı Mustafa Kemal” yine “O” “Beni görmek behemehâl yüzümü görmek değildir. Benim düşüncelerimi ve duygularımı anıyorsanız ve duyuyorsanız bu yeterlidir” diyordu. Yüce kurtarıcı bu iki sözüyle, 10 kasımlara nasıl bakmamız gerektiğini vurgulamaktadır.



 

Atatürk’ü severek büyüdüğümüzü söyleyebilirim. Sadece kitaplardan, şiirlerden, marşlardan öğrendik yüce Ata’mızı… Evlerimizde ailemiz, okullarımızda öğretmenlerimizin seslerinde, yüreklerin de yüzlerinde gördüğümüz sevgiyi hissederek büyüdük.  Her 10 kasımlarda diğer günlerdeki girdiğimiz gürültü patırtıyla değil, o gün okulumuza sakin uslu bir şekilde girer 10 Kasım merasimine katılır saat dokuzu beş geçe sirenler çalar, saygı duruşuna geçilir, sokaklarda ki yayalar durur, arabalar durur içindekiler dışarı çıkar sessizce, saygıyla sirenler susana kadar dururduk. O günlerden bugüne aynı duygular içerisindeyim.



 

Mustafa Kemal Atatürk, yaşamı boyunca her adımını dikkatle, toplumun duyarlılıklarından kopmadan, dünyada ki gelişmeleri izleyerek ve Türk ulusunun desteğini daima yanında hissederek atmıştır. Her konuya; her daim genç, dinamik ve cesur bir zihniyetle yaklaşan, öncülük eden Ata’mız adete tüm zamanın lideridir. Sözleri, hala bize yol göstermektedir. Zafer kazanmış bir komutan olmasına rağmen, “Yurtta barış, dünyada barış” sözleriyle barışın vazgeçilmezliğini haykıran Ata’mız, zaferle taçlanan Kurtuluş Savaşı’nın sonunda kendisine “Başardınız Paşam” diyenlere,” Asıl mücadele şimdi başlıyor” sözleriyle karşılık vererek, Türk ulusunun aydınlanma sürecini başlatmış ve barış içinde büyümesini, gelişmesini istediği Cumhuriyetimizi, gençlere emanet etmiştir.



 

Mustafa Kemal Atatürk ile aynı çağda yaşayan gerek kendi milletleri gerekse dünya için endişe ve korku kaynağı olan liderler, bugün ya unutulmuş ya da kötü miraslarıyla anılır olmuştur. Büyük kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk ise, sevgi ve saygı uyandırarak, Türk milletini, çağ ile tanıştırmaya gayret edip varlığını teminat altına almaya yöneltmiştir. “Muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak” hedefi ise çağın akışına yön verme düşüncesinin bir göstergesidir.

 

         

27 Kasım 1978 tarihli UNESCO genel kurulu kararı doğrultusunda, Atatürk’ün doğumunun 100’üncü yılında bütün dünyada “1981 Atatürk Yılı” olarak kutlanmış ve bu uygulama dünyada ilk ve tektir. UNESCO 152 ülkesinin oybirliği ile yapmış ve dünyaya dağıtmış olduğu ATATÜRK tanımlanmasında; “Atatürk; uluslararası anlayış, iş birliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün bir kişi, olağanüstü reformlar gerçekleştirmiş bir devrimci, sömürgecilik ve emperyalizme karşı savaşan ilk lider, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, bütün hayatı boyunca insanlar arasında renk, din ve ırk ayrımı gözetmeyen eşsiz bir devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti Kurucusudur”.

 

 

 

Ne yazık ki Ata’mızın ölümünden sonra ülke yönetimine gelen siyasi iktidarlar Atatürk ilkelerine, devrimlerine ve manevi mirasını yeterince sahiplenememişlerdir. Bu süreçte Cumhuriyetin temel değerlerinden ödünler verilmiş, ekonomiden, milli eğitime kadar her alandan Kemalist politikalar dışlanmış ülke kötü yönetilmiş ve karşı devrime yol açılmıştır. Önümüzde ki süreçte, Türk Milleti Atatürk’ün öğütlerini tutacak, bir din devletine dönüştürülmesi gayreti içindeki emperyalizmin tasarımını bozacaktır. Tam bağımsızlık ve çağdaşlaşma yolunda ki yürüyüşümüz devam edecektir.

 

Bu düşüncelerle Büyük Kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete intikalinin 81. Yıl dönümünde bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum.

Erdoğan ERKAYMAZ

Bu yazı 23493 defa okunmuştur.