Meclisin önünde kendini yakan işçiden sonra SGK soyunan işçi yoksulluk tepkilerini gösterdi… Gerçi basınımızda çokça yer almamasına rağmen birkaç sorumlu gazetede; SGK’ dan 8 aydır maaş alamayan A.S., şikayet dilekçesinin de işleme konulmamasına tepki gösterdi. A.S., Türkiye İş Kurumu(İŞKUR) ününde, sadece iç çamaşırı kalacak şekilde çıplak eylem yaptı.
15 Ocak 2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde kendini ateşe vererek yakan Sıtkı Aydın isimli inşaat işçisinin geçirdiği iş kazası sonucu 5 yıldı işsiz olduğu ve geçim sıkıntısı nedeniyle ruhsal bunalıma girdiği, asıl amacının kendisini yakmak olmadığı, sesini duyurmak için böyle bir eylem gerçekleştirdiğini söylemişti. Polislerin müdahalesiyle son anda kurtarıldığını ve millet Vekili Tuncay ÖZKAN twitter hesabından paylaştığı video görüntüsüne “Bu can yakan görüntüler yokluğun, yönetememenin eseri… Bir CHP Milletvekili olarak iktidar adına utandım. Yurttaşımız adına kahroldum.” Notunu düştü.
Sanırım bu iki olayın içinde olanlar Ekonomimizin Yüzde 11 büyümesinden haberi yok. Halkımızın alım gücü yükseldi mi? Asgari ücret bile 1600 TL oldu. Boşuna mı diyor devlet büyüğümüz “Elinize dilinize dursun.” Yazarkasayı gündeme taşıyanlar neredeler? Doğru şimdi kalkınmış Avrupalıların bizleri kıskandığı dönemdeyiz. Acaba meclis başkanı lüks odasında, cumhurbaşkanı sarayında üzülmüşlerdir. Yandaşların değerlendirmeleri de; “Kendilerini yakış biçimi ve soyunma durumu FETÖCÜ, Ajan Provokatör soyunma ve yakışı derler mi?” kesin öyle demişlerdir.
Toplumumuzun o kadar sindirdiler ki herkes dilsiz şeytan… Zulmü gören ama ses çıkarmayan vurdumduymazlar… Bana dokunmayan bin yaşasın… Aslında bunlar ufak tefek şeyler, münferit olaylar o kadar büyütmenin âlemi yok. Bu sorunları asrın lideri ile çözeriz, aşarız… En büyük sorun şuan muhalefet, ah şu muhalefet yok mu? Halkın oynatmasına az kaldı ama hala birileri güzel okuyor. Millet asaletinden sabrediyor.
Bu iki olayı yoksulluk üzerine değerlendirebiliriz. Yoksulluk sorusuna verilebilecek bir çok yanıt bulabiliriz. Yoksulluk; “Açlıktır, eğitimsizliktir, barınacak bir evinin olmamasıdır, hasta olmak ve tedavi olamamaktır, hiçbir işinin olmaması yada iyi bir işe sahip olamamaktır, kirli suyun sebep olduğu hastalık nedeniyle çocuğunu kaybetmemektir.” Ama mücadele edilmelidir. Yoksullukla mücadele kısa, orta ve uzun dönemli planlanmış bir stratejiye ve yoksulluk profilleri ekseninde oluşturulmuş ayrıntılı bir programa dayalı olarak gerçekleştirilmeli, bu mücadeleci sadece parasal gelire indirgeyen bir yaklaşım yerine; yoksulluğu ahlaki, sosyal, siyasi ve kültürel yönleriyle değerlendiren bu bağlamda politikalar geliştiren bir yaklaşım benimsemelidir.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Ar-Ge Biriminin yeni açlık ve yoksulluk raporuna göre 4 Ocak 2018 tarihi itibarıyla 4 kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşayabilmesi için yapması gereken zorunlu gıda harcaması ile gıda dışı harcamaların toplam tutarını gösteren yoksulluk sınırı ise aralık ayında yüzde 0,64 oranında aratarak 7154 liradan 7200 liraya yükseldi. Aralık’ta yoksulluk sınırının yüzde 26’sı gıda, yüzde 74’ü ise gıda dışı harcamalar olmuştur. Yoksulluk sınırında 2017 yılında toplam artış 14 olarak hesaplanmıştı. Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için gereken aylık gıda harcaması tutarı “Açlık sınırı” 1608,13 TL. dir…