Reklam
Reklam
Erdoğan ERKAYMAZ

Erdoğan ERKAYMAZ

dogusofsetayancik@hotmail.com

TÜRKİYE’Yİ KARANLIKTAN KURTARAN PROJEYDİ(Köy Enstitüleri)

15 Nisan 2019 - 15:05

Bundan 79 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk ve devrim arkadaşlarının Cumhuriyetimizin eğitim ve öğretim politikasını ele alarak emanet ettiği dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve ilköğretim müdürü İsmail Hakkı Tonguç tarafından yaşama geçirilen; çağdaş, üretken, demokratik eğitim yönetimini ulusal eğitim sistemimizi her aşamada uygulanarak; eleştiren, sorgulayan çağdaş bireyler yetiştiren “Köy Enstitüleri”nin kuruluşunun 79.yılı…

 

Dönemin başbakanı İsmet İnönü himayesinde, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından İsmail Tonguç’un çabalarıyla köylerden ilkokul mezunu zeki çocukların bu okullarda yetiştirdikten sonra yeniden köylere giderek öğretmen olarak çalışmaları düşüncesiyle kurdular. Bu kurumlar, Anadolu insanının bağnazlıktan kurtarıldığında nasıl yaratıcı ve üretici yurttaşları kanıtlamıştır.

 

Büyük kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk Köy enstitülerine olan zorunlu ihtiyacın gerekçelerini şöyle açıklamıştır. “ Bu memleketin asıl sahibi ve toplumsal varlığımızın asıl nedeni köylüdür. İşte bu köylüdür ki bu güne kadar bilgi ışığından yoksun bırakılmıştır. Bu nedenle bizim takip edeceğimiz eğitim siyasetinin temeli, evvela mevcut cehaleti yok etmektir. Efendiler! Bu hedefe ulaşmak, eğitim tarihimizde kutsal bir aşama olacaktır. Bir taraftan cehaleti yok etmekle uğraşırken bir taraftan cehaleti yok etmekle uğraşırken bir taraftan da memleket evladını toplumsal yaşama ve iktisatta fiilen etkili ve verimli kalabilmek için acil olan ilkel bilgiyi işe yarar tarzda vermek kuralı eğitimimizin esasını teşkil etmektedir. Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin sınırı ne olursa olsun, en evvel, her şeyden evvel Türkiye’nin bağımsızlığı ile kendi benliğine ve milli geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir” demiştir.

 

Köy enstitüleri eğitim modelinde; kişinin kendi farkına varabildiğini kazandırmasıydı. Anlıyor, düşünüyor, sorguluyor ve üretiyor. Yaptığı işin verdiği mutluluk ile yaşamına anlam katabiliyordu. Bu durumu koruyamadık. Çünkü o dönemde toplumun eğitim düzeyi, demokrasiyi sindirme biçimi, emperyallerin baskısı sonucu bu proje yerli işbirlikçilerine ortadan kaldırıldı. Toplum olarak o dönemde neye sahip olduğumuzun bu günde farkında mıyız?

 

Köy enstitülerinin kapanması sonucunda; Türk aydınlanmasının, yurdun tüm kılcal damarlarına yayılması engellenmiş oldu. Boşalan köylerde cemaatlere teslim edilmiş, şehirlerde oluşan varoşlarda da yerlerini almışlardır. Bugün mü? Mahalle baskısının cemaatlerin gücü ortada…

Sevgi İle Kalın

Bu yazı 43316 defa okunmuştur.