Reklam
Reklam
Erdoğan ERKAYMAZ

Erdoğan ERKAYMAZ

dogusofsetayancik@hotmail.com

Nükleer Santral; Çernobil’dir, Fukuşima’dır, Ölümdür!

14 Şubat 2018 - 16:54 - Güncelleme: 14 Şubat 2018 - 16:55

İnsanlar silahları kendilerini doyurmak için kullanmışlardır. (Mızrak) insanlar ilerleyen dönemlerde beslenmek için değil öldürmek için kullanmış ilkel silahların yerlerini tüfekler almış. Tüfeklerin yerlerini klasik bombalar, bombaların yerini Nükleer bombalara yani toplu katliam araçlarına dönüştürdüler. Bir tek nükleer patlamadan doğan dalgaları ve açığa çıkan ısı bütün kenti yok edebilir. Daha da kötüsü, çevreye yayılan radyoaktif ışınlar, yani “radyasyon” bütün canlıları öldürür ya da kuşaktan kuşağa geçecek onarılmaz zarar verir. İnsanlığın çıkaracağı en önemli ders “Çernobil Faciasıdır.”

 

Son günlerde yaşadığım coğrafya da en çok gündemimizi meşgul eden ve konuştuğumuz konu Nükleer Enerji konusudur. Peki, Nükleer Enerji nedir? Geriye dönüp geçmiş yüzyılın gelişmelerden biri de atomun parçalanması ve beraberinde getirdiği Atom Bombası ve Nükleer Enerjidir… Ağır radyo aktif (Uranyum gibi) atomların bir nötronun çarpısı ile daha küçük atomlara bölünmesi(Fisyon) veya hafif radyoaktif atomların birleşerek daha ağır atomları oluşturması (Füzyon)sonucu çok büyük miktarda enerji açığa çıkar. Bu enerjiye Nükleer Enerji denir.

 

Nükleer Enerji hali hazırda dünya çapında yenilenebilir enerjilerden daha az enerji üretiyor ve önümüzde ki yıllarda nükleer enerjinin payı daha da azalacak. Çernobil ve Fukuşima felaketlerinden ders alan ülkeler, nükleer santrallerini kapatıyor, yeni planları iptal ediyor. Ülkemizde ise bugün 3 tane nükleer santral planlandı. Ne yazık ki ülkemizin yenilenebilir enerji potansiyeli dikkate alınmıyor. Türkiye, rüzgâr ve güneş toplam potansiyele açısından Avrupa’da birinci sırada. Ancak bu potansiyelin yüzde 1 ‘ini bile kullanmıyoruz.

 

Japon siyasetçiler Fukuşima felaketinin ağır sorumluluğu altında ezilip, istifa ettiler… Türk siyasiler özellikle iktidar hala Nükleer Santralleri ve tüm dünyanın gözünde sorumsuz ve başarısız olarak görülen Japon Nükleer teknolojisini ülkemize ve ilimize Sinop’a planlıyorlar. Fukuşima felaketinden sonra Japonya kendi topraklarında Nükleer santraller kurmaktan vazgeçtiler ilimize yapmaya hevesliler. Fukuşima Nükleer felaketi, Japon ekonomisine en az 300 milyar dolara mal olduğu yazıldı çizildi. Devasa ekonomik yükün yanı sıra 100 binden fazla Japon yaşadığı evi terk etmek zorunda kalmıştır. Bu gerçeklere rağmen Türkiye’yi yönetenler neden Japonların bile güvenmediği nükleer teknolojinin peşindeler?

 

Dünya da; Almanya’da Merkel en güçlü olduğu eyalette “Nükleer hezimete” uğradı. Amerika Birleşik Devletleri eski enerji bakanı Bill Richardson bir televizyon programında ülkesinde ki nükleer santrallerin tam güvenli sayılamayacağını söyledi. Çin dahi sayısız ülke nükleer santral programlarını dondurdu. Dünya Fukuşima felaketinden sonra Nükleer Santralleri tartışıyor. Türkiye hiç tartışmadan, konuşmadan, çed toplantılarına katılımcıları almadan Nükleer Maceraya sürüklüyor. İktidarın verdiği ölüm kararıdır. Çernobil sonucu insanlarımız öldü, izleri hala devam ediyor. Akkuyu’da Sinop’ta toprağın gerçek sahiplerine danışılmadan, sırça köşklerde yaşayanlar karar alamazlar. Ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğini karartacak bu kirli Nükleer soygununa dur denilmeli, insanlık suçu işlenmemeli…

Bu yazı 23380 defa okunmuştur.